3 Ekim 2009 Cumartesi

Seyir Zevki Nerede ?


Yabancı futbol liglerinin televizyonda yayınlanmaya başladığı dönemlerdi. Bir hafta sonu televizyonu açtım ve ortahalli bir İngiliz lig maçına denk geldim. Koltuğa kurulup izlemeye başladım ve bir süre sonra yıllardır futboldan çok uzak kalmış olduğumun farkına vardım. Uzak kaldığım şey skor, tribün, tabela, taraftar gösterileri, futbol programları, bitmez tükenmez yorumlar, transfer haberleri vs değil de futbol seyrinin zevkiydi. Malum her yerli izleyici gibi sadece tuttuğum takımın maçlarını, o da bir yerlerde denk gelince izleyen, oynanan oyunu fazla merak etmeyen bir futbol yada skor takipçisiydim ben de.


Ancak 2000 li yılların henüz başında izlediğim o maç ile ufkumun açıldığını söyleyebilirim. Bu oyunun hayatınızda bir yeri varsa ama gerçekten hakkını vermiyorsanız atın gitsin, boşuna yer kaplıyordur. Öyle ya sosyal hayatımızda büyük yeri var bu oyunun; yeri geliyor arkadaşlıklar kuruyor veya bozuyor, sohbetlerin en çıkmaza girdiği anlarda durumu kurtarıyor, hayatın birçok alanında sahip olamayacağımız rekabet hissini sunuyor, siyaset, yaşam mücadelesi, iş, para gibi hususların aksine bize, belki de en fazla ihtiyacımız olan kısa ve kolay çözümler yaratabilme şansını veriyor. Ama tüm bunlar olurken en önemli şeyi unutuyoruz: “Keyif almak”. Evet maçlar oynanıyor, skorlar akıyor, tabelalar değişiyor oyuncular, yöneticiler gidip geliyor ama biz keyif almıyoruz.

Sadece tatmin oluyoruz.

Ne ile? Skorla? Tabelayla? Milyonlar harcanarak rakip takımlara nispet yapılmak amacıyla alınmış oyuncularla? İçi boş ve buram buram popülizm kokan yönetici demeçleriyle? Evet... Yani oyunun dışında gelişen veya oyunun sonucuyla şekillenen herşeyle. Ya oyun ne olacak? Sahnede neler olup bittiğinin önemi yok mu? Birçoklarına göre yok ve asıl tehlikeli hatta zaman kaybı olan şey de bu ve tam da bu noktada futbol gibi çok önemli bir spor dalı, bir anda güzel bir eğlence aracı olmak yerine büyük bir manipülasyon silahı haline geliyor.

Bu durumun futbol oyunundan götürdüğü çok şey olduğuna emin olmalıyız. Milyarların döndüğü bu koca oyun platformunda kazanmak o kadar önemli ki, oyunun güzelliğini çoğu zaman geri planda bırakabiliyor. Oynamaktan çok oynatmamayı düşünen futbol anlayışının seyir zevkinden bizleri mahrum ettiği gerçeği hergün medyada yada kamuoyunda yer bulan bir olgu artık. Fakat bunun sorumlusunun kim olduğu konusundaki fikirlerimizin yanlış olduğunu da bilmek zorundayız. Bizler sorunu yönetimlerde, futbolcularda aradığımız ve bununla beslenen karar mekanizmalarına, medyaya malzeme verdiğimiz yani talebi bu yönde belirlediğimiz müddetçe aslında ortada dönen kötü oyuna katkıda bulunmaktan öte birşey yapmıyoruz. Hatta bu kötü oyunun müsebbibi bizleriz. Çünkü skorla, transferle tatmin olmak hırsı ile güzel ve keyifli bir oyun izlemek değil, gündelik hayatımızın başarı açlığını bastırmak istiyoruz. Oysa sistem biz ne istersek onu vermek zorunda olan bir yapıya sahip. Üstelik böylesi büyük paraların döndüğü bir pazarda...


Öncelikle bu gerçeğin ve gücün farkında olmalıyız.

0 yorum:

Yorum Gönder